Ekiz, yaptığı açıklamada, salgının başlangıcının üzerinden bir yıl geçtiğini hatırlatarak, bu süre içinde sağlık çalışanlarının hayatın ortaya konulduğu bir fedakârlık, tüm zorluklara rağmen yiğitçe bir cesaret ile şifa dağıtma, hayat kurtarma gibi bir destan yazdıklarını belirtti.

Sağlık çalışanlarının geçen bir yılda içinde sadece çalışma şartlarının iyileştirilmesi, mali ve özlük haklarındaki kayıpların giderilmesi gibi taleplerinin yerine getirilymesinde adımlar atılmadığını ifade eden Ekiz, sağlık çalışanlarının sorunlar yumağı içinde bırakıldığını kaydetti.

“Hayatları dahil her şeyden fedakarlık eden, esnek mesai ve izin gibi birçok haktan mahrum bırakılan sağlık çalışanları bunları hak etmediler. Sağlık çalışanları bedel ödemede de en önde yer almışlardır.  Can vermişler, şehit olmuşlar ama alın terlerinin karşılığı teslim edilmemiş, sorunlarına kalıcı çözüm getirilmemiştir” diyen Ekiz, sağlık çalışanlarının haklarının teslim edilmesini istedi.

Ekiz, şöyle devam etti:

“Kahramanların sorunlarını çözmek, haklarını teslim etmek için daha ne beklenmektedir? Tüm sağlık çalışanları istifayı düşündüğü gün mü adım atılacaktır? Sağlık çalışanları hizmet üretemez hale geldiklerinde mi sorunlara bakılacaktır? Tüm ümitler tükendiğinde ne oluyor denilecekse bilinsin ki çok geç olacaktır.  Bu nedenle talepler için acil adım, adaletli bir çalışma düzeni, sorunlardan arındırılmış bir çalışma hayatı istiyoruz. Sağlık Bakanlığı’na bağlı tüm kuruluşlarda ve üniversite hastanelerinde görev yapan sağlık çalışanlarımızın isteği budur. 2021 yılı bizzat Türkiye’nin önerisiyle dünyada sağlık çalışanları yılı kabul edilmiştir. O halde sağlık çalışanları için en iyisi bu teklifi veren Sağlık Bakanlığı’mıza düşmektir. Sağlık çalışanlarının hakları anlamında dünyanın çok gerisinde kalmak yerine dünyaya örnek olmalıdır. 

İbrahim Ekiz, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya sağlık çalışanlarının sorunlarının çözülmesi için de şu çağrıda bulundu:

“Sağlık çalışanlarının tüm ekonomik kayıplarını telafi edin. Adı tavandan kendi yavandan olan ek ödemeyi terk edip, Maaşa zam şeklinde tek ödeme yapın. Sıfırlanan döner sermayeye müdahale edin. Çalışan eksenli, alın terinin hakkını teslim eden, adaletli ve ekonomik bir katkı suna döner sermaye sistemi tesis edin. Kamuda görev yapan tüm sağlık çalışanlarını kadrolu istihdam edin. Kurumlarda istihdam birliğini sağlayın.

3600 ek göstergenin bir an önce hayata geçmesi için çaba sarf edin. Salgınla mücadelede hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanlarının şehit statüsünde olması için gerekeni yapın.

Yıpranma payını çalışana faydasını olacak bir hale getirin. Sağlık kurum ve kuruluşlarında ehliyet ve liyakat hâkim kılın; sadece devlete ve millete sadakat esas alın. Her hastaneye bir kreş mutlaka yapın, annelerin endişelerini sonlandırın. Sağlıkta şiddetini önüne geçilmesi için ağır yaptırımları hayata geçirin. Tüm sağlık kurum ve kuruluşlarını sıfır toleranslı alan ilan edin. Mülakatı kaldırın, hak edenin hak ettiğini aldığı, herkesin bilgi ve birikimi ile yükselebildiği bir çalışma düzeni sağlayın. Yardımcı hizmetler sınıfına hak ettikleri memurluk kadrosunu verin.

Tüm bunlar bir lütuf değil, gerekliliktir. Dağ gibi biriken sorunların çözülmesi için yapılması gerekenlerdir. Sağlık çalışanlarının bekledikleridir. Türk Sağlık-Sen olarak çözüm istiyoruz. Çünkü sağlık çalışanlarının artık dayanacak gücü kalmamıştır. Türk Sağlık-Sen olarak yönünüzü çalışana çevirin diyoruz. Çünkü umutları tükenmektedir.  Kısacası harekete geçin çünkü çalışanın hali ortadadır.

Sağlık Bakanlığı’nın YÖK’ü ve üniversiteleri sağlık çalışanları konusunda adım atmaya çağırıyoruz. Biz Türk Sağlık-Sen olarak 29 yıllık şanlı mazimizde, pandemide çalışanlar için tüm şartları zorlayarak yürüttüğümüz büyük mücadelede olduğu gibi hak davamızdan ve çalışanın yanında olmaktan bir an bile geri durmayacağız.  Hak sahibine, emanet ehline verilene kadarda gayrete ve mücadeleye devam edeceğiz.”